Geçen yazımda nefes alırken kullandığımız diyafram kasından bahsetmiştim. Nefes alıp verirken kullandığımız diyafram kası dışında bedenimizde iki farklı diyafram kası daha vardır.. Bunlardan biri pelvik diğeri de vokal diyafram kaslarıdır. Tam bir nefesten bahsedeceksek, bu iki diyaframın da, nefese dâhil edilmesi gerekir.
Vokal diyafram kası boğaz, pelvik diyafram kası ise bedenin pelvik bölümündedir. Bu üç diyafram kası, bedende birbirine paralel olarak yatay konumda yerleşmişlerdir. Pelvik diyafram, bedenin aşağı konumundaki organların beden içindeki duruşunu destekleyerek kolayca işlevlerini gerçekleştirmelerini sağlar. Vokal diyafram ise sesin çıkartılmasında rol oynar. Nefes alış veriş derinleştiği ölçüde çıkardığımız seste derinleşip güzelleşecektir. Bu üç diyafram kasını birbirine açılan kapılar olarak düşünebilirsiniz. Bir kapı açıldığında diğer kapılar da hareket etmeye başlar.
Karın kısmı çok sıkı olan kişilerin pelvik diyafram kasının kısa ve büzülmüş bir konumdadır . Böyle bir durumda derin nefes alma söz konusu olamaz. Bu da kişinin yaşamına endişeyi davet etmesi anlamına gelir. Ana diyafram kası, aşağıya doğru olan hareketini tamamlayamayınca vokal diyafram tüm görevi üstlenir ki bu da çatal ile çukur kazmaya benzer. Nefes almak çok yorucu hale gelir. Nefes tamamlanamadığı sürece beden, ihtiyacı olan nefesi alabilmek için nefes verişini tamamlamadan hızla bir sonraki nefese yönelir. İşte o zaman imkânsız olan bir gerçekleştirilmeye çalıştırılır. Doğru olan nefes verişi kısaltıp bir sonraki nefese koşmak yerine ilk nefesi derinleştirmeye odaklanmaktır.
Yanlış yaptığımızı farkında olmadığımız sürece hayatımızı sürekli çabalayan bir nefes alıp verme hali içinde sürdürürüz. Fakat artık siz doğruyu öğrendiniz!! Bundan sonrasında top sizde..
Her Daim Sevgi Işıkla
(*) Diyafram kasları ile ilgili teknik bilgi Donna Farhi’nın “ Breathing Book” kitabından alınmıştır