Hastalıklar bedensel fonksiyonlarımızda bir şeylerin yanlış gittiği, beden her zaman yaptığı işi yapmayı başaramadığında ortaya çıkar. Bedenimizin çalışma sistematiğini değiştiren birçok şey vardır. Enfeksiyonlar, listenin başında yer alır. Vücuda bakteriler, virüsler ya da parazitler girdiği zaman bir enfeksiyon var demektir. Bedenin iş görme yeteneğini yavaşlatacak kadar geliştiklerinde hasta olma seviyesine gelmişiz demektir.
Dr. Scott Kwiatkowski, D.O, bedenimize giren oksijen seviyesini arttırarak enfeksiyona sebep olan bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlarla mücadele edebileceğimizi söyler. Bakteriler, hayvan hücrelerinden daha küçük ve daha ilkel olan tek hücreli ilkel organizmalardır. Daha az karmaşık bir DNA’ları vardır. Birçok bakteri vücutta doğal olarak bulunur. Bunlar bahçedeki otlar gibidir, nadiren sorun yaratırlar. Yeter ki aşırı çoğalmasınlar ya da olmamaları gereken bir yerde yetişmesinler. Bir diğer tür bakteriler, insanların içine her girişlerinde hastalığa neden olurlar. Bunlara patolojik bakteriler denir. Bakteriler, enerji sağlamak için oksijeni kullanıp kullanmadıklarına bağlı olarak farklı gruba ayrılırlar. Bazı bakteriler enerji üretmek için havayı kullanırlar ki bunlara aerobik bakteriler denir. Bazıları havadan hiç mi hiç hoşlanmaz, onlara da anaerobik bakteriler denir. Birçok bakteri oksijenle ya da oksijensiz ortamda bulunabilirler. Bunlar seçici anaerob’lar olarak anılır.
Aerobik bakteriler bazı enzimler (kimyasallar) üretirler ve böylelikle oksijen olan ortamda konforlu bir yaşam sürerler. Bu enzimler bakterilerin enerji üretmek için oksijeni kullanmalarına, aynı zamanda da oksijenin ortaya çıkardığı bazı kimyasalları parçalamalarına yardım eder. Mikro aerofilik bakteriler sadece bir tek tür koruyucu enzime sahiptirler, yani düşük oksijen miktarlarına dayanabilirler. Anaerobik bakteriler ise, enerji üretiminde mayalanmayı (fermantasyon) kullanırlar ve söz konusu enzimlerden yoksundurlar. Tam aksine, oksijenle temasa geçtiklerinde ölürler.
Diyaframınızı kullanarak bedeninizdeki oksijen oranını olması gereken seviyelere getirebilir ve bedendeki bakteriler ile yaptığı savaşa destek verebilirsiniz. Belki de şimdi bazılarınız ‘’ben nefes çalışması yapmıyorum ve de çok sağlıklıyım’’ diyor olabilir. Aslında bu durum şu anlama gelir; bedeniniz bu bakterilerle savaşına devam etmekte ve başarılı olabilmektedir. Ancak bu aktivite için bedeninizdeki mevcut enerji kullanılmaktadır. Doğal nefes yaparak bedeninizdeki enerji seviyesini daha da verimli kullanmaya başlayabilirsiniz!
Bugün Koenzim Q-10, germanyum, lipoic asit, aloe vera, ozon terapileri ve süper atmoferik basınçlı oksijen odaları yardımıyla hücrelerin kullanabildiği oksijen seviyeleri arttırılarak iyileşme olanakları sunulmaktadır. Çok daha masrafsız olan bir yaklaşım ise; tam, açık nefes alma alışkanlığı oluşturmaktır. Kanda artan oksijen seviyelerinin faydalarına ilave olarak, daha fazla endorfin, adrenalin, nöropeptitler, insülin ve diğer faydalı kimyasallar da sistemimize salıverilir, bu da yükselmiş duygusal haller ve zihinsel berraklık ile sonuçlanır. Tam, bilinçli nefes almak bugün mevcut olan en doğal, güvenli, etkili ve düşük maliyetli oksijen terapisidir.
Bildiğiniz üzere, vücudun zayıf düşmesinin ve sonuçta hasta olmasının tek nedeni sadece dışarıdan gelen işgalciler değildir, bunun başka birçok sebebi daha olabilir. Bağışıklık sistemi hastalıkları, psikiyatrik rahatsızlıklar ve kanser bunlara iyi birer örnektir. Neden ne olursa olsun, tedavi aynı kalır. Bedensel hareketliliğin artırılması, dolaşımın hızlandırılması ve oksijen miktarının yükseltilmesi bütün hastalıklara iyi gelir. Bu hedeflerin tümüne nefes alma eylemiyle kolayca ulaşılabilir.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Kaynak: Dr. Scott Kwiatkowski, D.O, enfeksiyona sebep olan bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlarla mücadele başlıklı makalesi
Dr. Judith Kravitz Transformal Nefes Ders Notları