top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıSibel Kavunoğlu

Alçak Gönüllülük&Tevazu'ya Dair



Yaşamımız en erken çocukluktan öldüğümüz güne kadar düşüncelerimizle şekillenir. Seçtiğimiz her eylemin, kimlerle arkadaşlık yaptığımızın, nasıl konuştuğumuzun gerisinde ne düşündüğümüz saklıdır.

 

İçgüdüsel olarak dünyayı “orada bir şey” olarak görmeye meyilliyiz.  Ve dış dünyayla ilgili ne düşünüyorsak ona inanıyoruz. Özetle dünyadaki deneyimlerimizin “içimizde” olup bitenler, zihinsel durumumuzdan önemli ölçüde etkilenir. Ve duygusal tepkilerimizin gerisinde de düşünce ve inançlarımız var.

 

Düşünceler ve olaylar hızlı bir şekilde gerçekleştiği için düşüncenin ortaya çıkmasının farkında bile değiliz. Örneğin; “Bu kişi beni korkutuyor”, “incineceğim” veya “istediğimi elde edemiyorum” düşüncesiyle bir öfke patlaması olabilir.

 

Eğer yorgun veya moralimiz bozuksa, “Yeterince iyi değilim”, “Bir şeyleri berbat ettim”, “Kimse beni sevmiyor” veya “Bu asla bitmeyecek” şeklinde düşünceler oluşur.

 

Düşüncelerin abartılı veya yanlış olduğunu çok iyi bilsek de, zihnimiz aşağı doğru memnuniyetsizlik spirali yaratabilir.

 

Tıpkı bir sporcunun bedenini eğitmesi gibi, zihinlerimizi eğitebilir ve dönüştürebiliriz ve bu şekilde alışkanlıklarımızı değiştirebilir ve yeni düşünme tarzlarını benimseyebiliriz.

 

Sakinleşmek ve birazcık dahi olsa duraksamak düşüncelerimizi fark etmemizi sağlar.

 

Tabii bir de nasıl düşünmeliyiz? Sorusuna bilgece bir yanıt vermek önemlidir. Nasıl düşüneceğimize dair aşağıdaki 4 kural bilgece bir yaklaşım sağlar.

 

1. Alçakgönüllülük/Tevazu: Diğerlerinden Bir Şeyler Öğrenmeye Niyetli olmakla ilgilidir.

2. Sabır: Açık, rahat ve Sakin bir Zihne Sahip olabilmekle ilgilidir

3. Memnuniyet: Olduğumuz kişiden ve Sahip Olduklarımızdan Memnun olmakla ilgilidir.

4. Sevinmek: Diğerlerin Sahip olduklarından mutlu olmak, Diğerleri şanslı oldukları için sevinmekle ilgilidir.  

 

Bu yazımda 4 kuraldan ilki olan Alçakgönüllülük/Tevazu’ya odaklanmak istiyorum

 

Bir topluluk içine girdiğimizde eğer endişeliysek ne yaparız?

 

Gururdan destek alır ya da kendimize ne kadar önemli olduğumuzu hatırlatırız.  Çünkü gurur, öz güvenli yapar. Bunun tam aksi, bir topluluğa girdiğimizde endişeye odaklanmak yerine bedenimizi rahatlatarak, alçakgönüllülük enerjisine bürünürsek, diğerlerinin bizimle ilgili bir şeyler yapmasını beklemeden, ‘’ben sizler için buradayım’’ tavrı içinde olduğumuzda, diğerlerinin de bize aynı şekilde karşılık vermesini sağlarız. Bir örnek üzerinden gidecek olursak;

 

Geçmişte birisinin sizinle konuşmaya çalışırken sizin başka bir şeyle uğraştığınız bir anı hatırlayın.

 

O hatırada sizinle kim konuşmaya çalışıyordu. Neredeydiniz? O konuşmaya çalışırken siz ne yapıyordunuz? Zihninizde neler oluyordu?

 

Birisi sizinle konuşmaya çalışırken bir şeyleri yapmaya ya da tamamlamaya çalışmak nasıldı?

Gerçekte neyi kaçırıyordunuz?

 

Bedeniniz de neler oluyordu?

 

Şimdi bu anın gitmesine izin verin. Başka bir anı hatırlayın. Bu sefer birisi sizinle konuşuyor, her ne yapıyorsanız onu yapmayı bıraktınız ve onunla göz kontağı kurduğunuz bir anı olsun.

 

Gerçekten kendi düşünce ve hissettiklerinizi bir kenara bırakarak sadece kişiyi dinlediğiniz bir an olsun…

 

Nasıldı?

Kendi düşüncelerinizi bir kenara bırakmak, nasıl bir histi?

Bunu yaparken karşınızdakiyle nasıl bir bağlantı içindeydiniz.?

 

İkinci örnek, Alçak gönüllüğün zihinde yarattığı etkiyi bize göstermektedir. Alçak gönüllük&Tevazu için hayatımızda sürekli yer açmayı başarabildiğimizde zihinde var olan stres ve endişenin oranı zamanla azalmaya başlayacaktır.

 

Özetle zihnimizi kullanma şeklimiz yaşam biçiminizi belirler


Her Daim Sevgi ve Işıkla

Sibel Kavunoğlu


Kaynak: Yaşam için 16 rehber by FDCW.com

36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page