Güzel bir kalbin var

Duygular, ne kadar yoğun olursa olsun, iç dünyanızı anlamanıza yardımcı olan basit rehberlerdir. Onlarla nazikçe ve yargılamadan çalışarak gerçeğinizi yeniden keşfedebilir, iç ışığınızla yeniden bağlantı kurabilir ve kendinizi iyileştirmeye doğru adımlar atabilirsiniz.

Depresyon ve bağımlılıklar genellikle zihnimizi korku, kaygı ve acı ile bulandırır. Gerçeği açıkça görmemizi engelleyen ve bizi iç ışığımızdan koparan engeller yaratırlar. Bu zorluklar ağır olsa da, duygularınızla nazik ve bilinçli bir şekilde çalışmayı öğrenerek ele alınabilir.

Peki, duygularınızla nasıl çalışırsınız?

Bir duygu ortaya çıktığında, varlığını fark ederek başlayın. Bu duygusal tepkiyi tetikleyen olayı veya durumu belirleyin. Olayı yeniden ziyaret etmenize ve duygu yükselirken onu hissetmenize izin verin. Örneğin, öfke, keder veya üzüntü gibi duyguları fark edebilirsiniz. Önemli olan, duyguyu bastırmadan veya direnmeden tam olarak hissetmektir.

Duyguyu tamamen hissedin:

Yargılamadan veya direnmeden duyguyla oturun. Doğal olarak ortaya çıktıkça içinizden akmasına izin verin.

Kendinize şu soruyu sorun: bu duygunun arkasında ne var? Belki de hissettiğiniz öfke, çaresizlik, terk edilmişlik veya korku gibi daha derin duyguları maskeliyordur.

Duygunun arkasında korku ortaya çıkarsa, onu kucaklamaya çalışın. Korku, iç manzaramızın doğal bir parçasıdır ve onu kabul etmek iyileşmeye doğru dönüştürücü bir adım olabilir. Bu kabulün tek başına süreci tamamladığını veya sizi kendiniz hakkında daha derin bir anlayışa götürdüğünü görebilirsiniz.

 Analiz yapmadan gözlemleyin:

Duyguyu etiketlemekten veya aşırı analiz etmekten kaçının. Beklentileriniz olmadan bir araştırmacının keşfedilmemiş toprakları keşfetmesi gibi merakla gözlemleyin. Daha derin neden ortaya çıkmazsa, zorlamayın. Sadece duyguyla birlikte kalın. Duyguya nazikçe şu soruları sorun:

Benden neye ihtiyacın var? Ne görmemi istiyorsun?

Cevapların hiçbir şeyi zorlamadan doğal olarak ortaya çıkmasına izin verin. Hemen hiçbir şey ortaya çıkmazsa sorun değil. Sürece güvenin. Genellikle, korku duygularımızın altında yatar. Korkuyla karşılaştığınızda, onu iç dünyanızın doğal bir parçası olarak benimsemeye çalışın. Korkuyu kabul etmek dönüştürücü olabilir, duygusal sürecinize bir huzur ve tamamlanma duygusu getirebilir.

Sürece teslim olun:

Duygularla çalışmak, tamamlanması gereken bir proje veya çözülmesi gereken bir sorun değildir. Bu bir teslimiyet ve öz şefkat eylemidir. Güvenin ki, ortaya çıkan her şey tam da şu anda deneyimlemeniz gereken şeydir. Eğer size net bir farkındalık gelmezse, sorun değil.

Sürecin kendi zamanında ortaya çıkacağına ve ileriye doğru atılan her adımın ne kadar küçük olursa olsun anlamlı olduğuna güvenin.

 Unutmayın, güzel bir kalbiniz var. Sevgi, bakım ve barışı hak ediyorsunuz - en çok da kendinizden.

Duygularınızla çalışmak, kendinizi düzeltmek veya değiştirmekle ilgili değildir; iç dünyanızı anlamak ve kabul etmek için alan yaratmakla ilgilidir. İster korkuyla karşılaşın, ister farkındalık kazanın veya sadece duygularınızla oturun, her deneyim geçerli ve değerlidir. Unutmayın, bu büyük bir proje değil; teslimiyet ve kendini keşfetmenin nazik bir uygulamasıdır. Sürece güvenin ve duygularınızla birlikte olduğunuz her anın sizi şifaya ve bütünlüğe daha da yaklaştırdığını bilin.

Her daim sevgi ve ışıkla

Sibel Kavunoğlu

.