Bir önceki hafta, sevmenin, kendimizi keşfetmek, sevilmenin ise diğerlerini keşfetmekle ilgili olduğundan bahsetmiştim. Aynı konuya biraz daha devam etmek istiyorum.
Sevmek söz konusu olduğunda, baktığımız, tattığımız, duyduğumuz, dokunduğumuz her şeyin sevilecek taraflarına odaklanırız. Bu şekilde yeni şeyler keşfeder, araştırma, analiz yetkinliklerimiz geliştiririz. Sevilmek söz konusu olduğunda ise, diğerlerini sevmek için neler yapılması gerektiğine odaklanırız. Bu gelişmekten çok tatminsizlikle sonuçlanır. Sevmekle ilgili susuzluğumuz giderilmedikçe başkaları tarafından sevilmek mümkün olmaz. Aç ve susuz kalmış bir insanın zihinsel ve fiziksel durumunu hayal ettiğinizde ne demek istediğim daha da netleşecektir.
Sevmeye kafayı taktığımızda özgür, sevilmeye kafayı taktığımızda ise bağımlı olma ihtimali fazladır
Sevmek anı yaşamak, Sevilmek kontrolü elden bırakmamak için geçmiş ve gelecek arasında gidip gelmekle ilgilidir
Sevmek bekleme halidir. Kabullenme ve hoş görüye sebep olur. Sevilmek, beklenti halidir. Hayal kırıklığına sebep olur.
Seven, mutlu olmak, sevilmek isteyen ise manipülasyon yapmak konusunda uzmanlaşır.
Eminim, okurken sevmek ve sevilmekle ilgili aklınıza daha bir çok farklılık gelmiştir. Hepsi de şöyle bir sonuçta birleşirler...Sevmeye odaklandığımızda bizi yoldan çıkaracak duygu ve düşünceler ortadan kalkacağından daha da mutlu oluruz. Mutlu bir insanın zarar verdiği de hiç bir yerde görülmemiştir. Kimseye zarar vermediğimizde ise hayatımızda bizi seven bir sürü insan olacaktır.
Sevmeyi seçtiğimizde, sevilmek kendiliğinden gelecek, sevilmeyi seçtiğimizde ilk soru tekrar gündeme gelecektir... Sevmek? Sevilmek mi?
Her Daim Sevgi Ve Işıkla