Sekiz Dünyasal Kaygı: Davranışlarımızı Şekillendiren Görünmez Rüzgârlar
- Sibel Kavunoğlu

- 27 Kas
- 1 dakikada okunur

Budist psikolojinin sekiz dünyasal kaygı olarak tanımladığı dört ikili tema, bu çocukluk stratejilerimizin kökünü oluşturur:
Kazanç – Kayıp
Övgü – Eleştiri
Haz – Acı
Ün – Kötü Ün
Bir çocuğun davranış kalıbı, çoğu zaman bu rüzgârlardan korunma girişimidir. Örneğin:
“Eleştirilmeyeyim” → Mükemmeliyetçilik
“Kaybetmeyeyim” → Aşırı uyum
“Acı çekmeyeyim” → Duyguları bastırma
Bu rüzgârlar geçicidir. Ama bedende bıraktığı izler kalıcı hale gelebilir.
Peki bugün işe yaramayan bu kalıpları nasıl bırakabiliriz?
Bırakmak bir karar değil, bedensel bir iyileşme sürecidir. İşte bu süreci kolaylaştıran üç temel yaklaşım:
Beden, geçmiş deneyimleri kaslarda, nefeste, tutuş biçimimizde taşır. Bu nedenle ilk adım fark etmektir:
Bu kişi/olay aklıma geldiğinde bedenim nasıl tepki veriyor?
Nerede sıkışma, nerede boşluk hissediyorum?
Nefesim nasıl değişiyor?
Gözlem → Regülasyon → Çözülme
Bu üçlü, değişimin anahtarıdır. Nefes Çalışmaları (Sinir Sistemine Güvenli Sinyal Göndermek) tam da burada devreye girer.
Diyaframın açılması, ritmik ve bağlantılı nefes:
Vagus sinirini aktive eder,
Duyguları yüzeye çıkarır,
Eski kayıtları çözer,
Bedenin tehdit algısını azaltır.
Birçok kişi nefes çalışmasından sonra şöyle der: “Yıllardır gönlümde taşıdığım yük gitmiş gibi.”
Bu aslında sinir sisteminin “tehlike geçti” demeye başlamasıdır.
Sevgiyle,
Sibel Kavunoğlu





Yorumlar